GOTİK MİMARİNİN AVRUPA’DA ÖNE ÇIKAN ÖRNEKLERİ
İlk kez Orta Çağ Fransa’sında kendini gösteren gotik mimari, yapılardaki bazı teknik sorunları gidermek amacıyla ortaya çıkmış. 1200’lü yıllara kadar duvarları taşıyabilmesi için kalın duvarlı, destekli, küçük pencereli ve kısa inşa edilen yapılar, gotik tarz sayesinde yerini, ağırlığı taşıyan kaburgalı tonozlara, yüksek tavanlı ve daha aydınlık yapılara bırakmış. Gotik mimarinin dikkatinizi çekecek en belirgin özelliği sivri kemerleri, göğe doğru yükselen ve yapıyı daha da uzun gösteren sivri kuleleridir. Özellikle dini yapılarda kullanılan bu mimaride, uzun pencerelerin vitraylarla süslendiği ve inşa sırasında onlarca hatta yüzlerce heykelin kullanıldığı görülebilir.
13. yüzyıl İngiliz gotik mimarisinin önemli örneklerinden Salisbury Katedrali, ülkenin güneybatısında yer alır. Katedralin çan kulesi, 123 metre uzunluğu ile ülkenin en yüksek kulesidir ve 1120-1258 yılları arasında inşa edilmiştir. İç mimarisinde görebileceğiniz kaburga tonozlar ve sivri pencereler ile bilhassa İngiliz gotiğinin örnekleri arasında gösterilir.
Romanya’nın en çok ziyaret edilen yerlerinden Braşov’da bulunan ve orijinal adı Biserica Neagra olan Kara Kilise, adını 1689 yılındaki Büyük Yangın’da kararan duvarlarından almıştır. Sivri kemerleri ve daha uzun görünmesini sağlayan sivri kulesi ile gotik özellikler sergileyen kilise, içinde Türk halısı koleksiyonuna sahip olmasıyla da özel bir yapıdır.
Yüksek duvarların oluşturduğu ağırlığın uzun pencere boşluklarıyla hafifletilmesi de gotik mimarideki ana uygulamalardan biridir ve Notre Dame de Reims, çok sayıdaki uzun penceresi ile bunun en güzel örneklerindendir. Fransa’nın Reims kentinde bulunan Roma Katolik kilisesi, 1991 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne eklenmiştir. 13. yüzyılda inşa edilen katedral, I. Henry’den X. Charles’a kadar Fransa krallarının taç giydiği yer olmuştur.
Belçika’nın bugünkü başkenti Brüksel’de, Kral I. Leopold’ün eşi Kraliçe Louise-Marie’nin defni için yapılan mekân, neo-gotik mimari ile inşa edilmiştir ve özellikle sivri kemerlerle donatılmış ön cephesiyle dikkat çeker. 19. yüzyıla ait bir yapıdır ve Kraliçe Louise-Marie’nin ve bazı kraliyet mensuplarının mezarları burada bulunmaktadır.
Duomo Meydanı’nda 11.700 metrekarelik dev bir alanı kaplayan Milano Katedrali, 158,6 metre uzunluğu ile gotik mimarinin en görkemli örneklerinden biridir. İnşasında tercih edilen mimari üslubun hakkını verircesine barındırdığı 3.500 adet heykel ve en tepesinde yer alan som altından yapılmış Madonna heykeli ile göz kamaştırmaktadır.
Uzun duvarlarını uzun pencerelerle destekleyen ve göğe doğru uzanan iki kulesiyle gotik özellikler sergileyen bir yapı daha… İngiliz kraliyet ailesinin geleneksel taç giyme ve defnedilme alanı olarak ülkede önemli bir yer tutan Westminster Abbey, Londra’da bulunan bir manastır kilisesidir. 1245 yılında inşa edilen yapı, 1987 yılında Dünya Mirası Listesi’ne dâhil edilmiştir.
Avusturya’nın başkenti Viyana’nın en önemli simgelerinden Aziz Stephen Katedrali, 12. yüzyılda inşa edilmiş bir eserdir. Katedral, en yükseği 136 metre olan ve gotik mimarinin temsilcisi gibi duran dört kuleye sahiptir ve içinde kraliyet ailesine mensup kişilerin mezarlarını barındırmaktadır.
5,645 okunma